18 Ekim 2015 Pazar

Ah,bu ilişkiler..



Ne zamandır bu konu üzerinde uzuuun uzuun düşünmekteyim hatta etrafımda da gözlemler,ufak çaplı incelemeler yapmaktayım.Yanlış anlaşılmasın,kimsenin özel hayatına girip de 'du bakim napıyolar'cinsinden değil bu inceleme.Daha çok kendimi de dahil ettiğim bir tez çalışması denebilir.

Şimdi,gelelim 'Nedir bu ilişkilerden çektiklerimiz?'sorusuna..

Malesef insanoğlu dünyaya ne tek başına erkek ne de tek başına kadın olarak geldi.Havva annemize sorsak belki; 'Lanet olsun bu adem hayatımı kararttı keşke tek gelseydim şu hayata!'gibi bir şerzenişte bulunabilirdi.(Belki de bulunmuştur aslında,kayıtlara bakmak lazım.:))Her neyse,demek istediğim aslında tek başımıza ne kadın ne erkek olarak bi anlam taşımamamız.Ha böyle söyleyince de birlikte olduklarında muazzam şeyler çıkıyor gibi anlaşılmasın.Çünkü durum bu kadar açık değil..O halde nedir bu ilişkilerin durumu,azıcık ele alalım.

Ruh eşi denilen ütopyalarımızda kurduğumuz olağanüstü insanların karşımıza çıkması ihtimalin kenara koyarsak(ki bu göktaşı düşmesi kadar rivayet dolu bi durum),insanoğlunun karşı cinsle olan ilişkisi pek başarılı olamamakta ve beklenen performansı verememektedir maalesef..Çünkü bir matematik ile bakarsak da duruma cinsellik dışında her iki cinsinde birbirine uzun yıllar uyum göstermesi zor hatta imkansız.(maalesef)'..Ancak!,Dünyaya geliş amacımızda olan cinsel dürtüleri yerine getirmemiz dışında bir de karşı cinsle daha ileri ilişkiler kurmamız beklenmektedir hepimizden malum.(Evet aynen öyle diyenleri duyar gibiyim.).'E yani Allahım sende cinsellikte karşılıklı bir görev durumu vermişsin,karşıklığı önlemişsin tamam sorun yok ama keşke bu evlilik,flört olaylarına da bi el atsaydın' diyebiliyoruz bu nedenle..Çünkü cinselliğin hemen arkasından gelen flört döneminde   kesinlikle net ve açık bir durum yok.Erkek doğası dışında farklı davranırken,kadın erkeğe kendini ispat mücadelesinde.E flört bitince de karşılıklı bir U dönüş'ü söz konusu.Kadın yanlızlıktan kurtulmuş,erkek ise istediğini almış,doğasına dönüş yapma vaziyetinde çünkü..İşteee, bu nedenle esas karışıklık ve Tanrı'nın bizi kendi halimize bıraktığı yer tam burda başlıyor..

Neymiş  bu Tanrı'nın bizi kaderimize terkettiği yer derseniz,hemen açıklayayım;
Şöyle ki,cinselliğin ve karşılıklı birlikte bir ilişki kurma kararının arkasından gelen flört dönemiyle başlayan evredir bu efendim.Herşeyin ilk andaki ve cinsel uyumunuzdaki kadar güzel olacağını düşünme gafletinizle devam eden bir süreçtir.Halbuki bilmezsiniz,cinsellik doğa gereğidir ve herşeyi açıktır,nettir..Oysa 'ilişkiler'öyle mi?.Birde bu ilişkinin dahaaa da ultra pakete geçmesi vardır ki onu hiç sormayın,Adı bile kavus gibi.

''EVLİLİK''

''EVCİLİK'' değil aman ha yanlış okumayın,''EVLİLİK'' bu.Yani ev kelimesinden türeyen ve çoğul ekiyle de süslenmiş en az iki kişiyle yapılabilen durum.Şimdi,doğamızın içinde olmayan duruma geçmiş oluyoruz bu evrelerde.Çünkü hiçbir şey eskisi gibi olamayacak.Cinselliğiin belli olan kuralları yerine ilişki de belirsiz,değişken,karmaşık kurallar sizi bekliyor olacak çünkü.Mesela,karınız yada kız arkadaşınız maç sevmeyecek,sizinle erotik filmler izlemek istemeyebilecek,sinema da film izlemeyi evdekine yeğleyebilecek,sizin tuttuğunuz günlüğe gülüp küçümseyebilecek,en yanlız kalmanız ve belki de insanlık doğasını kurtaracak bir keşif yapmanız esnasında ''gece gece icat çıkarma'' diye bir bağrışla herşeyi berbat edebilecektir.(alıntıdır:)).Yada ünlü bir besteciyseniz,eşiniz 'ya bu gece amcamlar gelecek,ne olur bugün de oturmasan şu kağıtların başına' diyebilecektir.(Herhalde bu yüzden ki pek çok alanda dünyaca ünlü ve başarılı kişiler  kısa evlilikler yapmakta)İşte kavus denilmesinin sebebi de bu.Çünkü insan doğası ilk anda yada cinsellikte bunları konuşamamakta ve düşünememekte olup,elmayı yedikten sonra da sonuçlarına katlanmak durumunda kalmaktadır.(ne yazık ki..)Yada aynı şeyi kocanız yada erkek arkadaşınız yapabilecektir.Toplantı da yaşadığınız stresi anlamayacak ve belli bir yaştan sonra annenize bile vermek istemeyeceğiniz hesabı size sormak için diretecektir.İnsanoğlunun doğasında olan cinselliğin tam karşısında şimdi bu doğamıza aykırı olan ve Tanrı'nın bize bu konuda pek ipucu vermediği 'bir insanla yaşama' konusu gündeme gelmiş olacaktır.

Belki de yıllarca karşınızdaki sadece bir insanı anlayabilmek ve onunla uyum içinde olabilmek için herşeyi heba edip,tüm hayatınızı da hiç gitmeyeceği yönlere götürmek zorunda kalabileceksiniz.(örnek 3.sayfa haberlerinde kocasını balkondan iterek öldüren kadın vs.)Ah bu ilişkiler dememizinde sebebi aslında bu.Karşı cinsten milyarlarca insanın olduğu dünyada seçtğimiz sadece 1(bir) kişiyle doğaya uygun olarak çiflleşmek değil,'anlaşabilmek' ve 'ilişki kurabilmek'  için kendimizi paralamamız ve bu durumun imkansızlığının yüzümüze tokat gibi vurmasıdır.Bunu kabul edip kendini kurtarabilenler bi nebze şanslıyken,geri kalanlar yitip gitmektedir.(Allah kurtarsın hepsini)
Karşılıklı ömür boyu anlaşabilmek, o huzur kokan evlerde mutluluk gözyaşları içinde mesut günler geçirmek için insanoğlu yüzyıllarca mücadele verecek,
yiten canlara aldırmayacak,
bu hayalin peşinde koşacak,
bu 'ilişki' olayını zorlayacaktır.


Ve yine bu mümkün değildir..Bunun mümkün olamayacağı da bugün evlilik ve ilişki terapistelerinin zengin olmasından anlaşılmaktadır.Fazla kötümser olmasın ama o imkansıza yakın olan 'ruh eşi' nizi bulmadıktan sonra(böyle bir kavram var ama ne kadar gerçek bilmiyorum) bu kavus dolu ilişki ağına düşmüş olacaksınız.Bunun net çözümü nedir bende bilmiyorum ancak 'ilişkiler' konusunun insan doğasıyla ve evrenle pek mantıklı bir uyum içinde olmadığı açıktır.Okuduğum bir kitapta halen dünyamızda yaşayan kabilelerde bahsediliyor ve kabilenin kesinlikle yıllardır tek eşlilik gibi bir kavramının olmadığı,herkesin kendi beğendiği(kadınlarda bu duruma eşit ve dahil) kişiyle flört edip,cinsel ilişki yaşayabildiği  ancak uzun bir ilişki ve evlilik gibi bir kavram ve durum yaşanmadığı anlatılıyordu.Tabi bir Türk olarak bende buna şaşırıp 'oha' dedim ancak doğaya da uygun olmadığını söyleyemedim açıkçası.Yani bana sorarsanız bizimki daha doğaya uzak ve aykırı..

Eee çözüm ne derseniz de,çözüm malesef dünya tarihinde henüz bulunamamış,insanlığın  kaderinde kara bir leke.:) Ya çok iyi seçimler yapacak ve o doğaya aykırı ilişkiyi yaşayıp,ömür boyu tek bir insana katlanabileceksiniz yada mezara kadar(en kötüsünü düşünüyoruz) kendinizle iki sineğin çiftleşmesi kadar uyum olan bir insanla,uyumlu olabilme savaşı vererek yaşayıp,en sonunda ölüp gideceksiniz.
Ne dram ama değil mi..
Ahh,işte bu ilişkiler;belki de dünya da insan olarak varolmanın en büyük sınavı.Ama siz yine de dirayetli olun,allah büyüktür.:)

Son olarak Tanrı hepimize ilişkilerimizde sabır versin,kardeşlerim,bacılarım.
Ömür boyu MUTLULUKLAR:)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder